13 Ocak 2009 Salı

CONTROL


Kış aylarından nefret ediyorum. Fazla kiloların soğuktan korunma bahanesiyle kamufle ediliyor oluşu bir artı gibi görünse de, insan bu avantajı sonuna kadar kullanıp kendini bıraktığı o sonsuz rahatlık sonucu üçbinbejyüzotuzikisonzuzz kilolar alıp olayın cılkını çıkarıyor ve bu artıyı eksi sonsuza varan değerlere taşıyabiliyor. Geçenlerde pembe bir pantalon aldım. Geçenler dediğim bundan üç ay evvel. 2 hafta önce gece dışarı çıkmak üzere kıyafet provası yapıyorken, pembe pantolunumu giyip bakayım dedim. Aman allahım o da neee!!! Fıyykkk pöörrttt lombuuur. Pantalonun içine hala girebiliyor oluşum sevimli bir durum olsa da, yanlardan fışkıran o et kütleleri bir anda kabusum oldu! Kış geldi montların boyu uzadı, çizmeler dizkapağı altlarında... Kendimizi, kendimizi unutacak ve görmeyecek kadar kamufle ettiğimiz şu kış aylarında, sanki birileri, paltomun altından bir pompa sokup basen kısmıma hava basmıştı demeyeceğim, çünküüüü biliyorum. Eyyy cheesecakelerr, eeeyyy patates kızartmaları ve eyyy votka limonlar! Eyy geceleri adeta bir karabasan gibi üstüme çullanan o engin açlık hissiiiii! Çıkın gidin hayatımdan!

Bu gibi durumlarda adeta bir diyetisyen edasıyla bütün kız arkadaşlarınız karşınıza dikilir. Evet siz aslında hiç takmıyorsunuzdur aldığınız kiloları, hatta Jennifer Lopez kalçalarınızla dünyanın en güzel kızısınızdır ama olay öyle bir boyuta getirilir ki (aslında sadece 54 kilosunuzdur) 'CONTROOOOOOOL' diye inim inim inlersiniz. Feeekaaaat tarçınlı zencefilli kurabiyeler, frambuazlı cheesecakeler en yakın arkadaşlarınız olmuşsa ve en ufak bir açlık anında kendinizi kremalı mantar soslu makarna tenceresinde dans ederken hayal ediyorsanız ( kalori yakmak için o tencerede dans ediyorum çok kontrollüyüm ehem öhömm) işiniz bitiktir. Hele ki, bir ince belli çay bardağına kocaman bir kaşık şeker atmadan etmem diyorsanız, ekmeksiz doymam diye çıkışıyorsanız; benim gibi, kontrol mekanizması yerine, kışı ve nimetlerini de yanınıza alarak bir kamuflaj mekanizması geliştirirsiniz.

Geçen gün kızlarla aramızda tatlıyı azaltacağımıza dair konuştuk. Alsancak'taki alışveriş maratonundan sonra bir cheesecake'i haketmiştik. Ama bir porsiyonu iki kişi bölüşmek üzere. Tabi ki, her verilen söz gibi bu da tutulmadı. Herkes kendine ayrı porsiyon söyledi, üstüne üstlük hayvani ebatlarda gelen çizkeykler yazık günah tabakta bırakılmaz diye silip süpürüldü. Zaten bizi şu tabakta kalmasın mantığı bitirdi ya neyse... Bırakın Allah aşkına! Kalçada, göbekte, popoda kalacağına tabakta kalsın! (hadi ordann tüm tatlılar bizimdir holallalaaa) :( CONTROL !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder