9 Ağustos 2009 Pazar

Bazıları için hayat çok zor...







Şimdi karşınızda, son zamanlarda keşfettiğim en sıradışı, garip ve insan üstü yaratık:


HARRY MERRY!


Ümit Besen, Robert Smith'ten etkilenseydi nolurdu? Vizyonu biraz daha farklı olsaydı, avant-garde electro ve dutch kafalarına kaymaya çalışsaydı nolurdu? İşte bu soruların cevabı, Harryciğimde...




Geçen gün deli gibi, avant-garde electro damarım tuttu. Felix Kubin'in bende bulunmayan albümlerini araştırırken, tesadüfen indirdiğim bir kayıtta Harry Merry ile tanıştım. 9 yaşında klavye çalmayı yeni öğrenen bir çocuğu klavye başına oturttuğunuzda duyabileceğiniz tüm sesler odamı doldurmaya başladı bir anda. Gerçekten korkunçtu ama etkilenmediğimi söylersem haksızlık ederim. Her nasılsa değişik, garip bir sound edinmiş bu zat-ı muhterem kendisine. Ve müziği de, otoritelerce(!!!) weirdomusic- dutch- avantgarde- r&b ve de en bombası MORONICA olarak tanımlanıyor. Muhtemelen çok da ciddiye alınmayan, çatlak bir adamın teki kendisi fakat, Felix Kubin araştırmalarım esnasında yoluma çıkmış olması çok da yabana atılmaması gerektiğinin bir göstergesi olabilir. Kendisi 8 yaşında piyano dersleri almaya başlamış; fakat müzikal anlamda çıkış yapabilmek adına kendini yeterli görmesi baya bir uzun zamanını almış. Öyle ki, 1996 yılında ilk kaydını yayınlamadan evvel 5 yıl boyunca evinin çatı katında klavye çalışmış. Youtube'da izlediğim birkaç videosunda, The Top dönemlerinin Robert Smith'ini gördüm bu adamda (Sadece stil olarak benziyor, müzikal olarak 3o fırın ekmek yemesi gerek o noktaya varmak için). Çok garip çok çok. Bir bakınız derim. Ha bir de 40'ından önce bir opera yazmak niyetindeymiş kendisi. Hay Allah!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder